CERN, Fransızca adı olan Conseil Européen pour la Recherche Nucléaire’in kısaltılmış hali olmak ile beraber, Türkçesi Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi’dir. CERN, bilimsel araştırmalar ve parçacık fiziği konularında öncü bir kuruluştur. Asıl amacı, evrenin en temel yapı taşlarını ve doğanın temel yasalarını daha iyi kavrayabilmek için ileri düzeyde teknolojiyle bütünleştirilmiş, deneyler yapmaktır. CERN’in bulunduğu konum İsviçre ve Fransa sınırında yer alan Cenevre’de olağanca büyük bir yeraltı tüneli olan Büyük Hadron Çarpıştırıcısı (LHC) bulunmaktadır.
CERN’in en ünlü deneylerinden biri ise, 2012 yılında yapmış olduğu Higgs bozonunun keşfiyle sonuçlanan Büyük Hadron Çarpıştırıcısı deneyidir. Bu deney, parçacık fiziğindeki Standart Model’in doğruluğunu test etmek için ve evrenin temel parçacıklarının kökenini anlamak amacıyla gerçekleştirilmiştir. Higgs bozonu, parçacıklara kütleyi veren Higgs alanının varlığını kanıtlayan bir parçacıktır. Bu keşif, parçacık fiziğinde önemli bir dönüm noktası haline gelmiştir.
CERN ayrıca karanlık madde, kara enerji, anti-madde ve evrenin oluşumu gibi temel fizik konularında da önemli deneylere ev sahipliği yapmaktadır. Örneğin, ATLAS ve CMS deneyleri, LHC’ de yüksek enerjili proton çarpışmalarını inceleyerek karanlık madde parçacıklarını keşfetmeyi hedeflemektedir. Aynı şekilde, ALICE deneyi, kuark-gluon plazmasını araştırmak ve evrenin erken evrelerini anlamak için çarpıştırıcıda ağır iyon çarpışmalarını gözlemler..

CERN deneyleri, yalnızca bilimsel keşiflere değil, aynı zamanda teknolojik ilerlemeye de önemli katkılarda bulunmaktadır. Büyük Hadron Çarpıştırıcısındaki yüksek enerji çarpışmaları, detektör teknolojileri ve veri analizi gibi alanlarda yenilikçi gelişmelere yol açmıştır. Bu teknolojiler, tıp, enerji ve iletişim gibi farklı sektörlerde’ de vardır.
CERN Hakkında Bazı Söylenenler
CERN’ün genel direktörü Fabiola Gianotti şöyle Söylüyor:
Evrenin %95’i hala bilinmiyor. Hepimiz tutkuyla, bilmek için çalışıyoruz.
CERN’de çalışan Türkler’ den, ATLAS deneyine de katkısı olan Doç. Dr. Erkcan Özcan şunları söylüyor:
Bir parçacık fizikçisi gözüyle evrenin kısa tarihini ele alacak olursam: Her şey, Büyük Patlama (The Big Bang) ile başlıyor ve 13.7 milyar yıl sonra bugüne geliyoruz. Fakat bu kısacık özetiyle ifade ettiğimiz evrenin oluşumunu kavrayabilmek için en büyükten yani yıldızlardan, galaksilerden; en küçüğe yani parçacıklara, atoma, protonlara doğru bir yolculuk yapmak zorundayız.
diye söyledi.